Hemen evimin dibindeki Zeynep Kamil Sağlık Meslek Lisesi'nde Ufuk Uras adına oy kullanacağım sandıkta gönüllü müşahittim. Saat 9:05 civarı oy kullanacağım sandığa gidip sandık kurulu başkanına geç kaldığımı düşünmemden dolayı gayet telaşlı ama müşahit kartımı Kadıköy ÖDP'den almaya gittiğimde ordaki kadının da söylediği gibi kendimden gayet emin olmaya çalışarak 'Merhabalar ben Ufuk Uras adına müşahitlik yapmak için gelmiştim.' dedim.Adam müşahit kartımı istedi.Ben de gösterdim.Adam benim oturmam için sandık kurulunun oturduğu sıraların yanına bir sıra daha taşıdı.Ben de seçmenlere zarfı veren başörtülü bayanın yanına oturdum. Herkes gayet sevecen ve normal görünüyordu.Sandık başkanı suratsız değildi.Sürekli 'Biz vatandaşlık görevimizi yapıyoruz,partiler bizi ilgilendirmez.' diyerek yorumdan kaçınıyorlardı sandık kurulu üyeleri. Kuruldan sarışın bir bayan gelen seçmenlere oy pusulasını tarfi etmeye çalışıyordu.Ama YSK oy pusulalarını öyle bir tasarlamıştı ki partilerin tam altında bağımsız adayların bir kısmının yuvarlağı sanki partilerin yuvarlağı da hem parti üzerine damga basmak gerek hem de alttaki boşluğa.'Zaten oy pusulasını bir metre yapmışsın be kardeşim 5 cm daha uzat da oylar geçersiz olmasın!' diye geçirdim içimden.Nitekim bu tasarımın yarattığı sonuçları da oyların sayımı sırasında 13 geçersiz oyla gördüm. Dakikalar benim için sıkıcı bir şekilde geçerken elinde çay bardaklarıyla içeri bir genç girdi. Sandık kurulu üyelerine bakarak 'Mhp'li arkadaş hanginiz ona çay getirdim.' dedi. Sandık başkanı da 'Yaptığın ayıp değil mi delikanlı burda hepimiz aynı işi yapıyoruz.Bize de çay vermen gerek.' dedi gülerek.Çocuk bir an afalladı. Suratı görülmeye değerdi açıkçası:) Sandık kurulu üyelerinin geri kalanı kadındı zaten. Onlar da sanki orda dedikodu yapılıyormuş hissini verecek şekilde hep bir ağızdan 'Doğru,biz burda devlet için çalışıyoruz ver bize de bir çay!' dediler:) Çocuk napacağını bilemez bir şekilde ve ' Tamam alın da kapayın çenenizi' dercesine herkese çay verdi.Sonra da saçlarını karıştırarak (sanırım gıcık olduğundan) çıktı sınıftan. Bizim bütün apartman ahalisi benim sandıkta oy kullanıyormuş.Yaşortalaması 60 zaten.Çok tatlılardı,el ele tutuşmuş oynayan kız çocuklarına benziyordu teyzeler:) hepsine gülümseyip 'Hoşgeldiniz' dedim.Bir tane teyze beni tanıdı. İşaret parmağıyla aşağıyı gösterek 'Sen 1 numarada oturandın demi gızım?' dedi. Bir süre sonra seçim bürosundan telefon geldi aynı binadaki müşahit arkadaşlarla görüştünüz mü diye.ben de henüz kimseyi görmemiştim.Bana Onur diye birinin numarasını vermişlerdi ama aramamıştım.Onur bizim okuldaki müşahitlerin sorumlusuymuş. Ben de aradım 'Onur bey ben 1004 no.lusandıktayım.' diye. 40 yaşlarında biridir heralde falan diye geçiriyordum ki içimden kapının önüne benim yaşlarda mor tişörtlü bir çocuk geldi: Onur'muş:) Beni binadaki diğer müşahit arkadaşlarla tanıştırdı. Biri 45 yaşlarında bir hemşire,biri benim gibi Türk Dili^nde okuyan bir çocuk bir diğeri de lisede matematik öğretmenliği yapan 30 yaşında bir bayan.Takım gibi olmuştuk. Muhabbet çok güzel gelişti.Özellikle matematik öğretmeni olan arkadaşla yıllardır kankaymışçasına muhabbet ettik.Bu kadar eğleneceğimi düşünmemiştim açıkçası:) Efendim, oy verme süresi doldu.Yanıma Akp'den bir müşahit genç de geldi.Geçtik oyların karşısına,sandık kurulu oyları açmaya başladı. Daha 2. oydan Ufuk Uras ismi çıktı. Benim kalbim güp güp tabii:) Oylardan biri benimdi biri de abimin.Acaba başka biri oy vermiş miydi? Oylar açılıyor adam bir 'AKP!' diyor bir 'MHP!'.Ufuk hocaya 5 oy sayıyorum... Oylar cetvele geçirilirken kadın Ufuk Uras için 4 oy dedi.Ben de 'Ama ben 5 oy saydım bir yanlışlık olmalı.' dedim. O da diğer bağımsızla birlikte 5 oy diye ısrar etti.Peki dedim ben de nasıl olsa oyların toplamı sayılırken bir eksiklik varsa ortaya çıkacaktı ki nitekim çıktı da.Benim dediğim gibi Ufuk Uras'a 5 oy yazıldı.Kendimi acayip işe yaramış hissettim:) Bir oy bir oydur:) Velhasılkelam bizim okuldan 77 oy çıktı Ufuk Uras'a.Üsküdar'ın bu tutucu semti için iyi bir yekundü bu.Geçmiş senelerde ÖDP'ye çıkan oyları hatırladık ve moralimiz düzeldi. Fıstıkağacı seçim bürosunda herkesin yüzü gülüyordu. Adalar'da AKP ve CHP'yi geçtiğimiz haberleri,1 Mayıs Mahallesi'nden 2.çıkmamız gibi güzel sonuçlar geliyordu.Kim Ufuk girdi meclise dese inanamıyorduk.Daha bekleyin hemen gelin güvey olmayın modumuzdaydık.Kanal D ,atv ve ntvmsnbc.com'dan Ufuk Uras meclise girdi haberleriyle rahatladık.İçime ağzımdan taşacakmışçasına umut dolmuştu haberi aldığımda.Yorgunluktan ölüyorduk.Eve gidip dinlenmek istedim, o kadar yorgun ve uykusuzdum ki 'Sızarım herhalde.' diyordum kendime. Fıstıkağacı'ndan Bağlarbaşı'ndaki otobüs durağına yürüdüm.YoldaAkp'lilerin yaptıkları konvoylara ve kutlamalara denk geldim.Hatta konvoyun içinde Ufuk Uras'ın seçim arabalarından biri mahsur kalmıştı:) Durağa vardım.Otobüse bindim.Eve giderken süt ve nesquik aldım (akşam sefası). Çöktüm tv:'nin karşısına.Seçim sonuçlarına bakıyordum. Abimle Doğan abi geldiler.Onlarla ufak tefek geyikler yaptım.Abim beni 'en güzel müşahit!' diye sevdi:) 22:30'da mesaj geldi telefonuma:'Kadıköy'de buluşuyoruz!' Hemen kalktım giyindim.Abime beni götürmesini söyledim.Elimden geldiğince mavi giyindim,ne de olsa özgürlüğün rengi diye,bandanama varana kadar maviydim:) Gittik Kadıköy'e. O kadar kalabalıktı ki. Herkes rengarenk, düdükleri, davullarıyla gelmişti.Seçim arabasından halay müzikleri,Kazım Koyuncu çalıyordu.İnsanlar coşkunluğun doruklarında hopluyor,zıplıyor,halay çekiyorlardı:özellikle de kürt kadınları,teyzeleri ve gençleri. Sizdenbizden çok onlar vardı orda.Artık kendilerini anlayan biri olduğunu söylüyorlardı.Hep bir ağızdan yaklaşık 1000 kişi 'Meclise Ufuk Gerek!' diye slogan atıyorlardı. Coşkudan tüylerim diken diken oldu.Ben de girdim bir Kürt kızının koluna halay çektim. Hopladım, zıpladım, oynadım, abimin omzuna çıktım, kocaman ağzımdaki gülümseme hiç gitmedi:) En son ayrılırken meydandan seçim arabasının üstünden eski KESK başkanı Sami Evren konuşma yapıyordu:'Meclise bir martı uçurduk!'
7/23/07________________________________Ezgi Özcan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder