25 Tem 2007

Bir 22 Temmuz Anısı

Bir mail gurubundan arkadaşımızın 22 Temmuz anısı:

Hemen evimin dibindeki Zeynep Kamil Sağlık Meslek Lisesi'nde Ufuk Uras adına oy kullanacağım sandıkta gönüllü müşahittim. Saat 9:05 civarı oy kullanacağım sandığa gidip sandık kurulu başkanına geç kaldığımı düşünmemden dolayı gayet telaşlı ama müşahit kartımı Kadıköy ÖDP'den almaya gittiğimde ordaki kadının da söylediği gibi kendimden gayet emin olmaya çalışarak 'Merhabalar ben Ufuk Uras adına müşahitlik yapmak için gelmiştim.' dedim.Adam müşahit kartımı istedi.Ben de gösterdim.Adam benim oturmam için sandık kurulunun oturduğu sıraların yanına bir sıra daha taşıdı.Ben de seçmenlere zarfı veren başörtülü bayanın yanına oturdum. Herkes gayet sevecen ve normal görünüyordu.Sandık başkanı suratsız değildi.Sürekli 'Biz vatandaşlık görevimizi yapıyoruz,partiler bizi ilgilendirmez.' diyerek yorumdan kaçınıyorlardı sandık kurulu üyeleri. Kuruldan sarışın bir bayan gelen seçmenlere oy pusulasını tarfi etmeye çalışıyordu.Ama YSK oy pusulalarını öyle bir tasarlamıştı ki partilerin tam altında bağımsız adayların bir kısmının yuvarlağı sanki partilerin yuvarlağı da hem parti üzerine damga basmak gerek hem de alttaki boşluğa.'Zaten oy pusulasını bir metre yapmışsın be kardeşim 5 cm daha uzat da oylar geçersiz olmasın!' diye geçirdim içimden.Nitekim bu tasarımın yarattığı sonuçları da oyların sayımı sırasında 13 geçersiz oyla gördüm. Dakikalar benim için sıkıcı bir şekilde geçerken elinde çay bardaklarıyla içeri bir genç girdi. Sandık kurulu üyelerine bakarak 'Mhp'li arkadaş hanginiz ona çay getirdim.' dedi. Sandık başkanı da 'Yaptığın ayıp değil mi delikanlı burda hepimiz aynı işi yapıyoruz.Bize de çay vermen gerek.' dedi gülerek.Çocuk bir an afalladı. Suratı görülmeye değerdi açıkçası:) Sandık kurulu üyelerinin geri kalanı kadındı zaten. Onlar da sanki orda dedikodu yapılıyormuş hissini verecek şekilde hep bir ağızdan 'Doğru,biz burda devlet için çalışıyoruz ver bize de bir çay!' dediler:) Çocuk napacağını bilemez bir şekilde ve ' Tamam alın da kapayın çenenizi' dercesine herkese çay verdi.Sonra da saçlarını karıştırarak (sanırım gıcık olduğundan) çıktı sınıftan. Bizim bütün apartman ahalisi benim sandıkta oy kullanıyormuş.Yaşortalaması 60 zaten.Çok tatlılardı,el ele tutuşmuş oynayan kız çocuklarına benziyordu teyzeler:) hepsine gülümseyip 'Hoşgeldiniz' dedim.Bir tane teyze beni tanıdı. İşaret parmağıyla aşağıyı gösterek 'Sen 1 numarada oturandın demi gızım?' dedi. Bir süre sonra seçim bürosundan telefon geldi aynı binadaki müşahit arkadaşlarla görüştünüz mü diye.ben de henüz kimseyi görmemiştim.Bana Onur diye birinin numarasını vermişlerdi ama aramamıştım.Onur bizim okuldaki müşahitlerin sorumlusuymuş. Ben de aradım 'Onur bey ben 1004 no.lusandıktayım.' diye. 40 yaşlarında biridir heralde falan diye geçiriyordum ki içimden kapının önüne benim yaşlarda mor tişörtlü bir çocuk geldi: Onur'muş:) Beni binadaki diğer müşahit arkadaşlarla tanıştırdı. Biri 45 yaşlarında bir hemşire,biri benim gibi Türk Dili^nde okuyan bir çocuk bir diğeri de lisede matematik öğretmenliği yapan 30 yaşında bir bayan.Takım gibi olmuştuk. Muhabbet çok güzel gelişti.Özellikle matematik öğretmeni olan arkadaşla yıllardır kankaymışçasına muhabbet ettik.Bu kadar eğleneceğimi düşünmemiştim açıkçası:) Efendim, oy verme süresi doldu.Yanıma Akp'den bir müşahit genç de geldi.Geçtik oyların karşısına,sandık kurulu oyları açmaya başladı. Daha 2. oydan Ufuk Uras ismi çıktı. Benim kalbim güp güp tabii:) Oylardan biri benimdi biri de abimin.Acaba başka biri oy vermiş miydi? Oylar açılıyor adam bir 'AKP!' diyor bir 'MHP!'.Ufuk hocaya 5 oy sayıyorum... Oylar cetvele geçirilirken kadın Ufuk Uras için 4 oy dedi.Ben de 'Ama ben 5 oy saydım bir yanlışlık olmalı.' dedim. O da diğer bağımsızla birlikte 5 oy diye ısrar etti.Peki dedim ben de nasıl olsa oyların toplamı sayılırken bir eksiklik varsa ortaya çıkacaktı ki nitekim çıktı da.Benim dediğim gibi Ufuk Uras'a 5 oy yazıldı.Kendimi acayip işe yaramış hissettim:) Bir oy bir oydur:) Velhasılkelam bizim okuldan 77 oy çıktı Ufuk Uras'a.Üsküdar'ın bu tutucu semti için iyi bir yekundü bu.Geçmiş senelerde ÖDP'ye çıkan oyları hatırladık ve moralimiz düzeldi. Fıstıkağacı seçim bürosunda herkesin yüzü gülüyordu. Adalar'da AKP ve CHP'yi geçtiğimiz haberleri,1 Mayıs Mahallesi'nden 2.çıkmamız gibi güzel sonuçlar geliyordu.Kim Ufuk girdi meclise dese inanamıyorduk.Daha bekleyin hemen gelin güvey olmayın modumuzdaydık.Kanal D ,atv ve ntvmsnbc.com'dan Ufuk Uras meclise girdi haberleriyle rahatladık.İçime ağzımdan taşacakmışçasına umut dolmuştu haberi aldığımda.Yorgunluktan ölüyorduk.Eve gidip dinlenmek istedim, o kadar yorgun ve uykusuzdum ki 'Sızarım herhalde.' diyordum kendime. Fıstıkağacı'ndan Bağlarbaşı'ndaki otobüs durağına yürüdüm.YoldaAkp'lilerin yaptıkları konvoylara ve kutlamalara denk geldim.Hatta konvoyun içinde Ufuk Uras'ın seçim arabalarından biri mahsur kalmıştı:) Durağa vardım.Otobüse bindim.Eve giderken süt ve nesquik aldım (akşam sefası). Çöktüm tv:'nin karşısına.Seçim sonuçlarına bakıyordum. Abimle Doğan abi geldiler.Onlarla ufak tefek geyikler yaptım.Abim beni 'en güzel müşahit!' diye sevdi:) 22:30'da mesaj geldi telefonuma:'Kadıköy'de buluşuyoruz!' Hemen kalktım giyindim.Abime beni götürmesini söyledim.Elimden geldiğince mavi giyindim,ne de olsa özgürlüğün rengi diye,bandanama varana kadar maviydim:) Gittik Kadıköy'e. O kadar kalabalıktı ki. Herkes rengarenk, düdükleri, davullarıyla gelmişti.Seçim arabasından halay müzikleri,Kazım Koyuncu çalıyordu.İnsanlar coşkunluğun doruklarında hopluyor,zıplıyor,halay çekiyorlardı:özellikle de kürt kadınları,teyzeleri ve gençleri. Sizdenbizden çok onlar vardı orda.Artık kendilerini anlayan biri olduğunu söylüyorlardı.Hep bir ağızdan yaklaşık 1000 kişi 'Meclise Ufuk Gerek!' diye slogan atıyorlardı. Coşkudan tüylerim diken diken oldu.Ben de girdim bir Kürt kızının koluna halay çektim. Hopladım, zıpladım, oynadım, abimin omzuna çıktım, kocaman ağzımdaki gülümseme hiç gitmedi:) En son ayrılırken meydandan seçim arabasının üstünden eski KESK başkanı Sami Evren konuşma yapıyordu:'Meclise bir martı uçurduk!'
7/23/07________________________________Ezgi Özcan

Türkiye Resimleri ღ

Bu resimleri görünce hayran kaldım!

Link'i tıklayıp Türkiye'nin dört bir yanından gönderilmiş fotoğrafları bulacaksınız.

Yukarıdaki resim gibi 1701 x 1276 px boyutlarında, yüksek çözünürlük fotoğraflar..

Ayvalık'da gün batımı
Güneşin yansımasını gördünmü? harika:) 2048 x 1536 pixel

24 Tem 2007

Çok Güzel Bi Kız size :)

Şuna bakın hele, ne kadar da tatlı :)

23 Tem 2007

Özgeçmiş Oluşturma (CV) Yazma


Kural 1 : Torpil Bulun :)
Özgeçmişiniz işvereni, başvurduğunuz pozisyona uygun niteliklere sahip olduğunuza inandırmanın ilk aşamasıdır. Bu bölümde sizlere, iş yaşamınıza başlarken atacağınız ilk adım olan özgeçmiş yazma yöntemleri ile ilgili bilgiler sunmayı hedefliyoruz. Sizler için hazırladığımız sayfada, özgeçmiş oluşturma ile ilgili temel bilgilere ulaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra, konu ile ilgili daha detaylı bilgiye ve hazırlanmış özgeçmiş örneklerine ulaşmak isteyenler için birkaç adresimiz var. Kolay gelsin…
Yazının devamı..

Aşağıda detaylı anlatılmış birkaç yazı daha var.
Kariyer Rehberi
Özgeçmiş (CV) Hazırlama Teknikleri

22 Tem 2007

Baskın Oran

Sesimiz BASKIN olsun diyorum çünki; Irkçılığa, milliyetçiliğe, savaşa, militarizme, küresel ısınmaya, darbeye, cinsiyetçiliğe, homofobiye, ımf'ye karşı bir aday...Aşağıdaki yazıyı ve linkteki yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum.

Sevgi,saygı,hörmet

ÖZLEM KIRCI.

İstanbul 2. Bölge bağımsız milletvekili adayı!


Baskın Oran der ki:

Bendeniz, Baskın Oran. Sadece hoca oldum. Siyasetçilik yapmadım, yapmaya niyetim yok. Hiçbir partiden değilim, olanlara girmeye niyetim yok.

Dostlar aradılar, Sol’da Bağımsız Ortak Aday tek çare dediler. Helal olsun dedim. Kurtuluş budur dedim. Bir ay sonra aradılar, senin adın öne çıkıyor, kabul et dediler. Sarsıldım. Ürktüm. Varolun dedim. Onur duydum. Kabul ettim. İstanbul'dan aday oldum.

Türkiye'de hukuk hak götüre. Dışlanan, ezilen, horlanan; sesi kesilen, önü kesilen, en fenası umudu kesilen milyonlar var. Buna bir de demokrasi diyorlar.

Erkekler, erki kadınlarla paylaşmaya yanaşmıyor. Devlet yurttaşına, gencine güvenmiyor. Ordu, tahakkümü sürdürüyor. Hukuka silah gösteriyor. Silahlı konuşursa, silahsız konuşamaz. Başka silahlı konuşur.

Kürtlerin farklılığına tepkililer. Ama Çerkes ve Lazların farklılıkları bile batıyor bunlara. Müslüman olmayanlar vatandaştan sayılmıyor. Alevilere Sünnilik ezberletiliyor. Eşcinseller, travestiler; onlar zaten yaşamasa daha iyi.


İşçi sendikasız. Çalışan güvencesiz. Hem iş bulamayan yoksulların, hem de ‘çalışan’ yoksulların sayısı artıyor. Kâr eden işletmeleri satıp parasını savurmaya neo-liberalizm diyorlar. Neo-liberal olmak marifet oldu.

“Ah, 1 Mart Tezkeresini niye geçirmedik”! diyorlar. Ezilenin-dışlananın sesi Meclis’te çınlamalı. Bu ses, “Kamu Vicdanının Sesi” diye anılmalı.

Bu ses şimdi sokaklardan geliyor. Bir de Meclis'ten yükselirse Toplumun, Solun, Demokratların üzerine 12 Eylül’de atılmış ölü toprağını silkeleriz artık.

Benim için aday olma hikayesi budur. Bu işin kitabı yoktur. Onu, adım adım, birlikte yazacağız. Çocuklara, torunlara bırakacağız.

Alıntı: BaskinOran.net


Şunu da okumanızı tavsiye ederim; Radikal Gazetesi'nden..

21 Tem 2007

Hem Baskin - hem Ufuk

BASLANGICTA taninma orani hayli dusuk, bir milletvekili adayi icin yok denecek kadar az. Ancak, simdi secmenin yuzde otuzu Baskin Oran'i ve Ufuk Uras'i taniyor.

Gonlum Baskin Oran ile Ufuk Uras'i Meclis'te gormek istiyor. Onlar gibi insanlarin politikada uslup ve bicim degistirecegine inaniyorum.

Nasil taniyor? Istanbul 2'nci bolgeden bagimsiz milletvekili adayi olduktan sonra, gazetelerde Baskin Oran'la ilgili 900 haber yayinlaniyor.

Baskin Oran TV'lerde toplam ondort saat yayina cikiyor. Bir aday icin rekor. Neden oyle?

Cunku:
1- Baykal'a guvenmeyen, CHP'ye uzak duran geniş sosyal demokrat kitle, Istanbul 2'nci bölgede oyunu Baskin Oran icin, Istanbul 1'inci bolgede Ufuk Uras icin kullanmaya
hazirlaniyor.

2- CHP'nin bir de milliyetci tavirla, sosyal demokrasinin rayindan cikmis olmasina tepki duyan genis sosyal demokrat kitle, oyunu Ufuk Uras ve Baskin Oran icin kullanmaya hazirlaniyor.

3- Iktidara geldiginde ne yapacagi bilinmeyen muhalefete tepki olarak, farkli kesimlerin oylari, bagimsiz Baskin Oran ile Ufuk Uras'da toplaniyor.

700 BAGIMSIZ
Bu secim Cumhuriyet tarihinde bagimsiz milletvekili adaylarinin en cok oldugu secim. Turkiye capinda tam 700 bagimsiz aday milletvekili olmak icin yarisiyor.
700 rakami bile, Turkiye'deki siyasal partilerin oligarsik yapisini yansitmaya yetiyor.

Ayni zamanda, secimde yuzde 10'luk barajin carpikligini gosteriyor. Bu iki carpiklik;
1- Baskin Oran gibi, politika yapmak istedikleri halde, kendilerine yakin partilerde yer bulamayanlari,
2- Baraj nedeniyle Ufuk Uras gibi parti yoneticilerini,
3- Yine baraj nedeniyle, Kurtleri bagimsiz aday olmaya zorluyor.

ORTAK PAYDA
Bunun disinda, oylarin Baskin Oran ile Ufuk Uras'a yonelmesinde ortak bir payda var.
Meclis'te siyaset yapma bicimi ile halkin sorunlariyla siyasetin gundemi arasindaki ucurum, bagimsizlarin ortak paydasi.

Dislanmak, kendini magdur hissetmek, ortak paydanin oteki yonu.
Bu nedenler, basta Ufuk Uras ve Baskin Oran olmak uzere, belli kaliteyi coktan asmis bagimsizlarin milletvekili olma sansi yukseliyor.

Biri, Sesimiz Baskin Olsun, digeri, Meclis'e Ufuk Gerek sloganiyla, siyasetin ezberini, alisilmis kaliplarini kirma sansini yakaliyor.

Gecen secimde Istanbul 1 ve 2'nci bolgede bir milletvekili cikmasi icin, oy sayisi 41 bine kadar dusuyor. Bu secimde katilma oranina paralel, secilmek icin 60 bin dolayinda oy gerek.
700 bagimsiz arasindan, uc asagi, bes yukari 30 dolayinda adayin secilme olasiligi var.

Gonlum Baskin Oran ile Ufuk Uras'i Meclis'te gormek istiyor. Onlar gibi insanlarin politikada uslup ve bicim degistirecegine inaniyorum.
Alıntı:http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6911689.asp?yazarid=91

16 Tem 2007

Erkek Adam Neler Yapmaz

Tarih boyunca erkekler için sayısız tanımlama yapılmıştır. Bir erkeğin güçlü olması, duygularını göstermemesi, asla ağlamaması, koruyucu olması, sorumlu ve tutarlı olması, mücadeleci, savaşçı olması, her durumda ve şartta ailesine bakmak için elinden geleni yapması ve hayatını hiç sorgulamadan her adımını biraz daha yükseğe atması gibi. Erkek adam evin direğidir. Bu öyle güçlü bir direk olmalıdır ki, asla eğilmemelidir. bel vermemelidir. Yakınmamalıdır.

Eğer bunları yapmazsanız erkek adam olamazsınız :P

*Erkek adam ağlamaz
*Erkek adam sevgilisine hesap ödetmez.
*Erkek adam kadına çanta taşıtmaz.
*Erkek adam öyle dişlerini göstere göstere gülmez.
*Erkek adam rengarenk giyinmez.
*Erkek adam ailesine yokluk hissettirmez.
*Erkek adam işini eve taşımaz.
*Erkek adam yakınmaz.
*Erkek adam hayatın zorluklarını ailesine hissettirmez.
*Erkek adam korkmaz.
*Erkek adam yemek pişirmez.
*Erkek adam ütü yapmaz.

sizin aklınıza gelen başka bişey varmı?

Alıntı: ek$i forum

15 Tem 2007

Gönüllü Müşahit

Seçimde cep telefonu ve sandık başının önemi!

Duydukça “Allah’ım sen aklımı koru” diyorum, gerçekten demek ki Türkiye’de “Artık bu kadarı olmaz” diyeceğimiz hiçbir çağ dışı olay, hiçbir skandal kalmamış.Birincisi, ben izlemedim ama Mustafa Balbay ile Emin Çölaşan’ın geçen Pazar yaptıkları programa gelen bir mail ile duyulmuş ilk kez... Bazı kamu dairelerinde seçmene “kullandıkları oyu mutlaka cep telefonu ile çekmeleri, çekmedikleri takdirde buna pişman olacakları” söyleniyormuş.Daha sonra bana gelen bazı mektuplarda da bir büyük partinin “yardım sağladığı seçmenlere” de aynı isteği tekrarladığı, muhtarlara ise bölgelerinden tatmin edici oy gelmezse yardımı keseceklerini bildirdiği anlatılıyor.“Pes yani” demez misiniz bunlara? Hani seçimlere hile karıştığını duyduğumuz oldu ama bu kadarı kimin aklına gelir?Yüksek Seçim Kurulu’nun hemen konuyu incelemesi ve seçim güvenliğini tehdit edecek durumlara karşı önlem alması, örneğin; “Sandık başına cep telefonları ile gidilmesini önleyecek” bir karar çıkarması gerekiyor.Daha neler duyacağız bakalım demeyin, ikincisi geliyor. İşte “oy kullanmaya başladığımdan beri her seçimde gönüllü olarak sandık görevi alıyorum” diyen bir vatandaşın anlattıkları.Parti isimlerini ve tanımlarını veren sözcükleri değiştiriyor veya atlıyorum, her partinin gereken dersi çıkarması kendine kalıyor.

GEÇERSİZ OYLAR VS.
1- ‘Bazı’ partiler her sandık başına en az 2 görevli gönderiyorlar. Tabii diğer partilerden gönüllü görevli bulunamadığı için sandıkta istedikleri her şeyi yapabiliyorlar.
2- Sandık başkanı olmak için sabah 4-5 civarında görevli oldukları yere geliyorlar ve yetkiliye kendilerini (başka kimse olmadığı için) sandık başkanı olarak yazdırıyorlar. Sandık başkanı olmak şu açıdan önemli: Diğer görevliler militan şeklinde eğitilip gönderilmediği için, kullanılan oyların açılıp ‘geçerli/geçersiz’ sayılması kısmında daha aktif, daha etkili rol oynuyorlar. Böylece çoğunlukla kendi istedikleri geçerli oluyor. Bir de genelde oylama bittikten sonra sandık başkanı olarak Seçim Kurulu’na ben götürürüm oyları’diyerek oyları akıbeti bilinmeyen bir yere doğru yola çıkarıyorlar. Bu benim başıma da geldi. Seçim Kurulu’na teslim etmeden evinize gidip huzurla uyumamalısınız. Sizin teslim ettiğiniz oyların bir çöplükten çıkma ihtimali yüksektir.
3- Geçen seçimlerde (ki Kozyatağı gibi bir yerde görevliydim) bir ara mühür kayboldu. Sonradan seçimi kazanan partiden olan sandık başkanı ‘yedek mührü kullanalım, vakit kaybetmeyelim’ teklifinde bulundu. Kafalarında ‘bitse de gitsek’ düşüncesi olanlar ‘evet, evet yedek mührü kullanalım’ diye tasdik ettiler. Ben yetkilileri çağırarak oy verilmesini durdurdum. Çünkü asıl mührün nerede olduğu önemli. O sırada bir köşede oy pusulalarına istedikleri parti için basılıyor olabilir ve bir bakmışsınız ‘O sandıktan nasıl çıkar o parti’ dediğiniz olay gerçekleşmiş. Sonra ne oldu dersiniz, bir süre sonra masanın üzerinde ‘Aaa buradaymış’ nidalarıyla mühür bulundu.
4- Diğer yöntem hepimizin bildiği ‘Teyze çok yaşlı, yanında biri gitsin’ taktiği... Asla kabul edilmemeli. Oraya kadar gelen kişinin mutlaka oyunu özgür iradesiyle kullanmasını sağlamalısınız.”Çok önemli ve ülkenin geleceği açısından ciddi dikkat gerektiren bu konuya yarındevam edeceğim.
Alıntı: www.gazetevatan.com

14 Tem 2007

Radikal okurları boykota gidiyor

"Her ne kadar, (neredeyse) tüm medyayı eline geçiren Doğan Holding'e aitolsa da…Her ne kadar Doğan Holding'in çıkarlarını etkileyen haberlerde açık biçimde taraf olsa da…Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları mücadelesinde son derece özgün veyürekli bir yer tuttuğuna inandığım için Radikal okuruyum.İnsan hakları ve demokrasi mücadelesi veren bir avuç insana, unutulmaz manşetleriyle, haber takipleriyle destek, moral, güç veren gazeteciler oradaçalıştığı için Radikal okuruyum.Bu gazeteyi emekleriyle, bilgileriyle, birikimleriyle var eden 41 kişininisine son verildi.Toplam maaşlar Aydın Doğan'ın dişinin kovuğunu bile doldurmayacak 41 kişi,"ekonomik nedenlerle", hoyratça, haksızca, kapının önüne kondu.Kalemleriyle, beyinleriyle, yürekleriyle bizi o gazeteye bağlayan bu insanlar şimdi işsiz.Mesele sadece onların işsiz kalması mı?Bizim de nitelikli, doğru haberler; emek verilmiş röportajlar; dilinlezzetiyle yoğrulmuş makaleler okuma hakkımız elimizden alınmadı mı?Simdi o 41 kişiyi neler bekliyor? Gidip başka bir gazetede iş bulabileceklermi?Patronun dama tahtasındaki pul mudur bu 41 kişi?Bunu kabul etmek istemiyorum.Bir süredir can çekiştiği yerden doğrulmaya çalışan sendikayı 41 balta darbesiyle yeniden yere serme operasyonunun ilk adımıdır bu.Bu, basında tekelleşmenin en korkunç, en tehlikeli sonuçlarından biridir.Basında sendikal hakları budar, iş güvencesini yok ederseniz…Sadece insanlar işsiz, aşsız kalmaz. Aynı zamanda editoryal bağımsızlıkdenen şey de tarih olur. Okurun önüne gelen haberler, yorumlar, git gidedaha çok patronun hunisinden geçmek zorunda kalır.Patronun istemediği hiçbir şeyi öğrenme şansınız kalmaz. Benim elim artık Radikal almaya varmıyor. 41 kişinin nefeslerinin sıcaklığıbile o masalarda, o koridorlarda dururken, onlarsız çıkartılmış birRadikal'i okumak içimden gelmiyor.Ben, 14 Temmuz günü, Radikal almayacağım. Dünyanın en barbar, en antidemokratik ülkesinde yasamak istemediğim için…Reklam ve pazarlama şaheseri kampanyalara milyarlar akıtıp…Maaşlarının toplamı, bazı genel yayın yönetmenlerinin maaşının yarısı ancak eden 41 kişiyi işinden, okurları da onlardan eden bir "orjinal demokrasi"deyasamak istemediğim için…Gazetecilerin işsiz, okurların habersiz kalmasına sessiz kalmak istemediğimiçin…

14 Temmuz günü Radikal almayacağım!"

Alıntı: okumuyoruz.wordpress.com/
radikalokurlari@yahoogroups.com

12 Tem 2007

Orjinal Demekrasi

Sansürsüz reklam filmini YOU tube'dan izleyebilirsiniz.

EkşiSözlük yorumları: "demokrasinin, medyanın ve reklamcılığın evrensel diliyle son derece başarılı anlatımı" ve daha fazlası..

Radikal gazetesi'nden ilgili haber.

10 Milyar Meşe Ağacı

10 Milyar Meşe Ağacı Kampanyası - TEMA

Bir insanın gazete, dergi, kürdan, kırtasiye vs. tüketimi yıllık 7 ağaç. Ve biri sizin için tam 9 tane meşe ağacı dikecek, üstelik bedava :)

Nasıl mı: http://www.smsmese.org/ Bu sayfanın solundaki projeye destek link'ini tıklayıp formu dolduruyorsunuz ve Sponsor firmalardan 20 sms geliyor sonraları. Bana GSM aperatöründen geliyordu, onlarda gelmiyor şu bir aydır. Bakalım ne zaman gelecek sms'ler.

Neyse siz kayıt olun gene, sonra gazetelerinizi okurken vicdan azabı duymayın :)

9 Tem 2007

huseyin aksoy

merhabalar, yeni bir forum üzerinde çalışıyorum. Arkadaşa içerik sağlıyorum. Bana bi forum hazırlamamda yardım da edecek. Her şey çok güzel olacak :)

8 Tem 2007

Antigone


Antigone Oyunu (yuo) ÜCRETSİZ!
Açık havada Beşiktaş Abbasağa Parkı'nda bugün saat 21:00'da Yıldız Teknik Üniversitesi Oyuncuları'nın Antigone adlı ne zamandır beklediğim oyunu sahnelenecek.

YER: Barbaros bulvarını çıkarken solda, Garanti Bankası'nın arkasındaki sokakta. Bu oyuna herkes davetlidir :D

7 Tem 2007

Ab_ı Hayat Köyü

Ab_ı Hayat Köyü -15 bölüm- şair:Sedat ERDOĞDU

Öyküyü buradan okuyabilirsiniz. Ben çok beğendim, umarım siz de memnun kalırsınız.

4 Tem 2007

yenilikçi

Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisleri yada
haritayla ilgisi olan kim varsa onların forumu:
http://www.jfm.gen.tr/jfmgen/

benim bi forum daha var:
http://huseyin-aksoy.blogspot.com/

bununla uğraşamıyorum ama içeriği geliştirecem yakınlarda
hedefim, hergün yazmak ;)

Bi de hiç uğraşmadığım, yenisini hazırlayacağım forum:
http://hkmogrencileri.forumup.com/

1 Tem 2007

Şehir İnsan vs.3

Artık fiş almalı mıyız? Toplayan var mı? Maliye vergi olayının takibini nasıl sağlıyor? Ben aldığımın vergisi ödensin diye fiş/fatura istiyorum, bu gereksiz mi?


Kadınlar evlerinin temizliğine düşkün, ya ben sürekli pencerelerden sarkıp bişeyler silkeleyen kadınlar görüyorum. Sizce bunu başka şekilde halledemezler mi?

AB'ye girmek uğruna, giremeyeceğimiz açık dahi olsa kendi ilerlememiz için yol katetmek güzel.


Alıntıdır. Dileyenler için diğer karikatürler burada.

Şehir İnsan vs.2

En sevdiğim resim :)


Köstebek yuvaları daha çok şehrin civarında sanırım. Bu resim bana, belediyelerin açık bıraktığı kazıları ve kazaları hatırlatıyor.


Acaba balıklar da bu durumdan memnun mu?


Alıntıdır. Dileyenler için diğer karikatürler burada.

Şehir İnsan vs.1

Su kaynaklarımızı kurutuyoruz. Bu yaz aylarını bikaç kesintiyle atlattık diyelim, ya seneye ne olacak?

Bu çocuklar bisiklete İstanbul'un neresinde binecekler yahu?


Bizim halkımıza bu yasak işler mi:) Hey, yasaklar cenneti Türkiye!


Alıntıdır. Dileyenler için diğer karikatürler burada.